Tekel soruşturmasında Google’ın sunduğu belgelerle ortaya çıkan enteresan bilgiler
Dell ile yapılan tarayıcı anlaşmalarından, fiyat arttırmak için yapılan satın alma görüşmelerine, Amazon ve eBay’in trafiğini kesmekten meclise yalan ifade vermeye kadar pek çok sıra dışı bilgi bulunuyor
Silikon Vadisi devleri Amazon, Facebook, Google ve Apple‘ın CEO’ları Jeff Bezos, Mark Zuckerberg, Sundar Pichai ve Tim Cook Temmuz ayının sonunda ABD’de Temsilciler Meclisi üyelerinin karşısına çıkacağını daha önce sizlerle paylaşmıştık. Tarihi sayılabilecek duruşma başladı ve teknoloji devlerinin üst düzey yöneticileri savunmalarını gerçekleştirdi.
Sizlere aktardığımız üzere savunma detaylarında Google CEO’su Sundar Pichai dahil olmak üzere pek çok yönetici, sektörde herhangi bir tekelleşme yaratmadıklarını öne sürdü.
Bu noktada Haziran 2020’den itibaren Google’ın, küresel online arama pazarının yüzde 90’ından fazlasına sahip olduğunu ve tanım gereği tekel haline geldiğini hatırlatalım. Yine de Pichai, mülakatta tüketicilerin bilgi bulmak için bir arama motoru kullanmaktan başka seçeneklere sahip olduğunu iddia etmişti.
Mülakat öncesinde ibraz edilen şirket içi yazışmalar ise; bizlere tam tersini söylüyor. Belgelere Temsilciler Meclisi resmi sitesi üzerinden ulaşılabiliyor. Belgelerde Dell ile yapılan tarayıcı anlaşmalarından, fiyat arttırmak için yapılan satın alma görüşmelerine, Amazon ve eBay’in trafiğini kesmekten meclise yalan söylemeye kadar pek çok sıra dışı bilgi bulunuyor
Dell ile İnternet Explorer’ı devre dışı bırakma anlaşması
Dell kapsamında sunulan 2011 tarihli yazışmalarda Sundar Pichai’nin isteklerini görebiliyoruz. Pichai, Dell ürünlerinde Google Chrome’un varsayılan tarayıcı olarak yer almasını talep ediyor. Google.com’un ise tarayıcıda açılış sayfası olarak konumlandırılmasını istiyor. Bunun yanı sıra Pichai, İnternet Explorer’ın bilgisayarlara önceden yüklenmiş olmasını istemiyor ve eğer bilgisayarlar İnternet Explorer yüklenirse, Google Toolbar’ın yüklenmiş olması gerektiğini belirtiyor.
Google’ın YouTube rekabetinde arama sonuçlarını değiştirmesi
2007’deki bir yazışma ise Google’ın MySpace ve YouTube’daki arama sonuçlarındaki hacimlerini azalttığını gösteriyor.
MySpace ve YouTube’daki büyümenin arama motoru işini tehlikeye attığını belirten Google, en geniş kullanıcı tabanına sahip olmayı adil olmayan bir avantaja çevirmeyi planlıyor. Görünen o ki; ilerleyen dönemde MySpace’in tarihe karışması YouTube’un ise Google tarafından alınması basit bir tesadüf değil.
Google’ın yıllardır reddettiği SEO kriterleri
SEO uzmanları yıllardır Google’ın sıralamada kullandığı bazı kriterleri dile getiriyordu ancak Google, düzenli olarak bu kriterlerin bulunmadığını dile getirmekteydi. Şirket içi yazışmalara göre Google tıpkı tıklamalar gibi kullanıcıların davranışlarını da dikkate alıyor.
Bunun yanı sıra Google alan adı otoritesini de değerlendiriyor. Yani Google sıralamada tüm alan adı değerini dikkate alıyor. Ayrıca şirketin insanların değerlendirme verilerine yönelik makine öğrenmesi algoritmasını da çalıştırdığını belirtelim.
Google’ın MySpace, Amazon ve eBay korkusu
Google’ın başarısız sosyal ağ girişimi Google+; aslında şirketin sosyal ağlarla rekabet etmeye ne kadar önem verdiğini bizlere gösteriyor. Şirketin iç yazışmalarında Google aramalarındaki MySpace büyümesinden bahsediliyor.
MySpace’in ebay’i geçtiğine değinilirken, ileride Google’dan MySpace’te arama yapmaya geçebileceği konuşuluyor. Bu nedenle Google; MySpace’te bulabilecekleri her bilgiyi Google arama sonuçlarında göstermeye karar veriyor.
Şirketin bir diğer endişesi de ürün aramaları. Yazışmalarda 250 milyon ile ürün arama alanında Amazon ve eBay’in gerisinde kaldığını belirtiyor. O dönemde Amazon ve eBay’da günlük 450 milyon ürün arama gerçekleşiyor. Şirket elindeki verileri karşılaştırmak için Comscore panelinde de faydalanıyor.
Amazon ve eBay
Her ne kadar Sundar Pichai, duruşmaya sunduğu yazılı savunmada tüketicilerin ürünler hakkında bilgi için Amazon, eBay ve Walmart gibi e-ticaret sitelerine yöneldiğini söylese de; durum bundan çok daha farklı. Zira Google’ın geçmişte tüketicileri eBay ve Amazon’da arama yapmasını engellemek için ciddi bir strateji üzerinde çalıştığı görülüyor.
Dokümanlarda “Eğer reklamlardan ve aramadan eBay ve Amazon’a giden trafiği kesersek/bölersek ne olur? “ sorusu dikkat çekiyor. Belgenin ilerleyen kısımların Google Alışveriş reklamlarının temelinin atıldığını görüyoruz. Rekabet Kurumu’nun Alışveriş reklamlarına yönelik verdiği cezaların, çok da yersiz olmadığını söyleyebiliriz.
Kullanıcıların ne kadarı Google’a ne kadarı diğer web sitelerine yönlendiriyor?
2018 yılında Meclis tarafından Sundar Pichai’ye Google’ın kullanıcıların ne kadarını kendi servislerine, ne kadarını diğer websitelerine yönlendirdiği sorulmuştu. Pichai; her iki metrikte tıklamaların yüzde detaylarını karşılaştırmak isteyen meclise; bu tarz bir veriyi takip etmediklerini söylemişti.
Yazışmalarda ise sektörel ve bölgesel olarak bu verilerin takip edildiğini görüyoruz. Ödeme seçeneğine sahip Alışveriş reklamlarından ticari sitelere yönlendirilen günlük tıklama sayısı ve alışveriş reklamlarındaki tüm ürünlerden satıcının sitesine giden günlük tıklama sayısı öçümleniyor. Bunun yanı sıra şirket, Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda ve İtalya’daki ticari aramalardan, Google’da yapılan marka ve dükkan aramalarının oranına kadar pek çok veriyi takip ediyor ve birbirleriyle kıyaslıyor.
Yahoo’yu bitirme planları ve YouTube satın alması
Hatırlarsanız, 2005 – 2015 arası Google pek çok şirket ile satın alma görüşmeleri gerçekleştirdi. Görüştüğü şirketlerin bazılarını satın alan bazılarında ise rakiplerin satın almaması için fiyatları yükseltmeye çalışan Google, amacına ulaşmış gibi görünüyor.
O dönemde Microsoft ve Yahoo ile rekabet eden şirket, yazışmalarında Yahoo’nun girişimleri satın almaması adına ard arda pek çok girişim ile satın alma görüşmesi yapıyor. İşe bazı durumlarda ABD’nin önemli VC’leri de dahil oluyor.
Şirketin Youtube satın alma görüşmeleri esnasında bir diğer seçenek olan Revver’i değerlendirdiği görülüyor. YouTube’un Palo Alto da olması New York’ta bulunan Revver’e karşı bir avantaj yaratıyor. Yazışmalarda çalışanlardan biri Revver hakkında “Bence gidip girişimle konuşalım, hiç değilse Yahoo’nun almaması için fiyatı yükseltebiliriz.” diyor. Yazışmalarda Yahoo’nun satın alabileceği Revver’ benzer en az 20 site olduğu da vurgulanıyor.
Google sektörlerle tüm dikeylerde rekabet etti
Seyahat ve yerel aramalarda liderliği kaybetmekten korkan Google, bu dikeylerde sektörün önde gelenleriyle rekabet etmeye karar verdi. Şirket içi yazışmalarda genel arama verilerinin adaletsiz bir şekilde kendilerine nasıl avantaj sağladığı konuşuluyor.
Şirket içinde markaların bir süre sonra, site içindeki verilerin dışarıdaki arama motorları tarafından “aranabilir” olmasını istemeyeceği konuşuluyor. Markaların bu noktada kendi verileri kullanılması konusunda ticari ilişkiler kurmaya başlayacağı belirtilirken, Google’ın kendi verilerini üretmeye ve muhafaza etmeye yönelmesi gerektiği de değerlendiriliyor.
Online alışveriş ve hizmetler, yerel aramalar ve seyahat dikeylerine odaklanan Google ekibi, markalara ve dikey odaklı girişimlere alternatif deneyimler üretmezlerse bu konularla alakalarını kaybetme riskine girdiklerini düşünüyor.
Bu noktadan sonra ise Google ekibi her alana yönelik bir ürün ortaya koymaktansa, elindeki verileri değerlendirerek ilerlemeye karar veriyor.Bir Google çalışanı YouTube izlemeleri, Gmail, arama verileri, Chrome sekme verileri ve Android arama verileriyle, seyahat dikeyinde hiçbir sitenin elde edemediği verilere ulaştıklarını dile getiriyor. Aynı zamanda arama motorunun bu verileri kullanarak ne kadar detaylı bir arama sonucu deneyimi ortaya çıkardığı da belirtiliyor. Bu deneyimin hiç bir seyahat dikeyi tarafından kopyalanamayacağı da vurgulanıyor. Kimsenin elinde olmayan bir değer önerisine sahip oldukları da konuşuluyor. Bu yazışmaların ardından Google Travel ürününe farklı bir gözle bakmanız mümkün.
Farklı başlıklarda kısaca ele aldığımız bu belgeler, aslında Temsilciler Meclisi’nin de öne sürdüğü gibi ciddi bir tekelleşmenin söz konusu olduğunu gösteriyor. Belgeler, Google CEO’su Sundar Pichai’nin verdiği ifadeler ve yaptığı açıklamaları gölgede bırakır nitelikte. İlerleyen dönemde Temsilciler Meclisi’nin kararlarını hep birlikte izleyip göreceğiz.