Pandemi sonrası Turizm Hareketlerinde Değişim?
Pandemi sonrası Turizm aynı mı kalacak?
Pandemiden sonra eski hamam ve eski tasın devam edeceğini iddia edebilmek için, psikiyatristlerin hafızalarımıza girip yaşadığımız şu son 5 ayı tamamen silmeleri gerekir.
Ama biz bir hafıza detoksu yaptırsak bile, zamanın ruhu yaşanan krizi ve neden olduğu her şeyi önüne kattı, hayat nehrinde akıyor.
Dolayısı ile yaşananları yok saymak, bunların başta turizm olmak üzere, insanla ilgili her alanda köklü değişikliklere neden olacağını inkar etmek pek mümkün değil.
Bu değişiklerin hemen birkaç hafta içinde gerçekleşeceğini kast etmiyorum. Sosyal algıların değişmesi zamana yayılır. Gelecek yıla bakalım.
Coronavirüs sonrasında, turizmin farklı bir mecraya yöneleceği kesin.
Buna bağlı olarak, müşteriye sunulacak değerlerin de farklı olacağı açık. Bunlar, daha yavaş, daha temiz ve daha merak uyandırıcı olarak ifade edilebilir.
Biraz yavaş da olsa, sınırlar açılıyor.
Tatil günleri geldi. Seyahat etme arzuları canlanmaya başladı. Akıllardaki ilk soru şu; turizm eskisi gibi devam edecek mi? Seyahat ile olan alakamız tamamen mi değişecek?
Seyahat sayısı azalacak, kalitesi artacak
Geçtiğimiz birkaç ay boyunca evlere kapandık. Hareket etme özgürlüğümüz kısıtlandı.
Şimdi, bütün Dünya’da insanlar yeniden kendi hayatlarını yönetmeye doğru yöneliyorlar.
Dediğimiz üzere tatil zamanı geldi. Herkes bu gri manzaranın değişmesini arzu ediyor.
Önceki alışkanlıklarımıza aynen devam mı? Yoksa artık seyahat etmeye çok daha farklı ve dikkatli mi bakmaya başlayacağız?
İşin ekonomik boyutunda sıkıntı var
Seyahatin tekrar başlaması ile ilgili ilk ve en önemli husus ekonomik şartlar.
İşlerini kaybedenler ve gelirleri azalanlar nasıl bir tatil bütçesi hazırlayacaklar? Gelecek endişesiyaşayanlar tatil için bir bütçe ayırmaya sıcak bakacak mı?
İkinci önemli konu ise sağlık ile ilgili. Pandeminin yarattığı korku ikliminde, insanlar evlerinden çıkıp uzak diyarlara tatile gitmek isteyecek mi?
Her iki husus kadar önem arz eden bir madde daha var.
Ekolojik kaygılar.
Bu konudaki endişeler her zamandan daha güçlü biçimde gündemimize girmiş durumda. Tek bir soru; ilk fırsatta uçağa atlayıp tatile gitmek eskisi kadar anlamlı ve etik mi?
Uçaksız seyahat etmek
Özellikle günümüzde birçok çevreci STK artık, uçak seyahatini, mücadele edilmesi gereken bir alışkanlık olarak kabul ediyor.
Hepsi de, yüksek sesle ve çok açık olarak, uçak seyahatlerinin Dünyayı kurtarma düşüncesi ile uyuşmadığını söylüyorlar.
Çevre dostları, havacılık sektörünün çevreye olan olumsuz etkilerini artık iyiden iyiye dile getirmeye başladı.
Uzun bir aradan sonra uçuş trafiği tekrar başlıyor.
Buna karşılık Avrupa’nın önde gelen çevreci kuruluşları olanb Notre Choix ve Climate Action Network, yanlarına ADEME’yi de alarak havayolu dışındaki seyahat modellerini ön plana çıkarmaya başladılar.
Turizmin neden olduğu karbon emisyonlarının yüzde 40’ının seyahat aşamasından kaynaklandığı biliniyor. Uçak seyahatleri de başta gelen nedenler arasında.
2019 Haziran ayında her gün 230 bin uçak havada idi.
Böyle dehşet bir sayıya karşılık, bizim artık tatil, seyahat gibi aktivitelere farklı bir açıdan bakmamızın zamanı çoktan geldi.
İyi bir tatil için gerçekten de çok uzaklara mı uçmalıyız?
Daha seyrek ama daha uzun süreli tatiller
Turizm profesyonellerinin açısından bakıldığında, bütün etkinliklerin durması o kadar ani oldu ki, hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanmak çok zor.
Bir başka açıdan bakıldığında ise, orta vadede, pandemi sona erdikten sonra, turizmin yavaşlaması kaçınılmaz gibi duruyor.
Bu gelişme, mass turizmin sona ereceği anlamına mı geliyor?
Elbette hayır!
Turizm eğlenme zamanlarına ait bir aktivitedir. Buna ihtiyaç hiç bitmeyecektir. Sadece zenginlere özel bir ayrıcalığa dönüşmeyecektir. Herkes için bir seçenek olacaktır. Turizmin değişeceğini, ama seyahate erişimin engellenmeyeceğini kolayca ümit edebiliriz.
Yeni kuşak seyahat edenler
Gençler bu alanda bir ihtilal yapacaklar. Daha çok çevre dostu seyahatler, daha az çevre kirliliği, daha temiz yollarda seyahat.
Gençler bir yere seyahat ederken, orada boş boş yatmayı akıllarına bile getirmeyecekler.
Amaçları, bir bölgeyi keşfetmek, kültürlerle ve o bölgenin insanları ile temas kurmak. Birkaç yıl içinde seyahatin alacağı yeni biçim bu olacak.
Merak etmeyin, genç kuşaklar seyahatin tadını biliyor ve önemsiyor.
Yeni kuşaklar ile çalışmak arasındaki ilişki de değişiyor. Gelecekte gençler birkaç yıl çalışıp arada belki de birkaç aylık seyahat molaları verecekler.
Yakın çevreye gezi- Sanal gezi
Şimdi bir düşünün.
Uzun seyahatler tatil seçenekleri arasından çıkmış. Pandeminin tetiklediği kriz ve karantina insanların aklında kalıcı izler bırakacak.
Hükümetler piyasaları teşvik ediyor.
Tüketimi destekliyor.
Tatile çıkmaları için gerekli desteği veriyor.
Buna rağmen insanlar Covid19 öncesi bakış açılarından biraz uzakta.
Türkiye dahil bütün ülkelerde, yerel seyahatin yükselen trend olması çok güçlü bir ihtimal.
Bu tercihi güçlendiren nedenler arasında, uzun rotalı seyahatten kaçınma arzusu var.
Keza, yerel seyahatlerin çevre dostu olması da bir başka etmen..
Sanal seyahatler şimdilik bir fantezi gibi kabul ediliyor.
Ama hazır olun.
Yakın gelecekte sizler de oturduğunuz ofisten birkaç saatliğine Sydney’e seyahat edeceksiniz.
Yapay zeka, insanlara, hiç hareket etmeden istedikleri yere seyahat etme olanağı sağlayacak. Odanızda yaratılacak ses, ışık gibi efektler size kendinizi seyahatte gibi hissettirecek..
Sadece bu kadar değil.
3 boyutlu görüntülerle yeniden inşa edilmiş Roma’yı dahi gezebileceksiniz. Tarihte sanal gezilere de hazır olun.
Seyahatin çevreye olan etkisi ortada, ama her seyahate çıktığınızda ortalığı berbat ettiğinizi iddia etmek de haksızlık olur.
Ülkeler karantinaları kaldırdıkça ve seyahat ile ilgili yeni kurallar devreye girdikçe, sizin de artık en temiz ve çevre dost tatiller noktasında kafa patlatmanın zamanı geliyor.
Gelelim yakın zamanda çıkacağınız seyahatlere..
İster eğlence ister iş seyahatine çıkın. Her ülkenin uygulamakta olduğu Covid19 önlemlerini ve tavsiyelerini çok iyi takip etmelisiniz.
Değişim buradan başlıyor..