NATO üyesi turizmci Akdeniz ülkeleri savaşçı politikalara karşı ortak tavır almalı
Bugün uluslararası çatışmalarda kullanılan en önemli silah ekonomik etkisi olan silahlardır ve bir turizm ülkesiyseniz size karşı çekilen ilk silah da turizm boykotu olmaktadır. Gerçekten de bu silah yıkıcı etki yaratmaktadır.
Şimdi Güney Asya ve Pasifik’e yayılan NATO ilerde daha çok çatışma ile karşı karşıya gelebilecek demektir. Gelecekte yaşanacak çatışmalar uluslararası turizmi ne kadar etkileyecektir? Bu sorunun cevabını bulmak için dış politika yapıcıların projeksiyonlar yapması gereklidir.
“NATO üyesi olan ve Akdeniz turizminden ekmek yiyen turizm ülkeleri Türkiye, Yunanistan, İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz örgüt içinde güç birliğine gitmeli ve taraf olunan askeri çatışmaların uluslararası turizme ve ülke ekonomilerine ne zararlar vereceğini ABD dış politikasına anlatmalıdırlar.”
NATO (Kuzey Atlantik Antlaşma Örgütü) II. Dünya Savaşının ardından, savaşın iki galibinden biri olan, Sovyet Rusya’sına karşı kuruldu. Savaştan tükenmiş durumda çıkan Avrupa devletlerini halkı refah için çıkışı Sovyet rejiminde görmeye başlayınca kendi kapitalist sistemi için de alarm zillerinin çaldığını gören ABD komünist rejimlerin yayılmasını engellemek için Kanada’yı da yanına alıp müttefikleri ve eski düşmanı Almanya ile birlikte NATO’yu kurup bir güvenlik şemsiyesi oluşturdu. NATO’nun ilk amacı Doğu Avrupa’da olduğu gibi Sovyet rejiminin Batı Avrupa’ya da yayılmasını engellemekti. Nitekim İtalya’da seçimi kazanan komünist partiye darbe yapıldı, diğer ülkelerdeki komünist ideolojili partiler baskı altına alındı vs.
NATO’nun kuruluş nedeni olan düşmanı SSCB doksanların başında savaşsız bir şekilde dağılınca örgüt bir dönem amaçsız kaldı ve bir dönüşüme girdi. Bir tür savaş sanayi örgütü konumuna giren örgüt pazarını genişletmek için SSCB’den ayrılan her devleti ve devletçiği üye almaya başladı. Öyle bir atmosfer oldu ki düşmansız kalan NATO’nun üyeleri silaha ve ordu personeline para harcamamaya başladı. Bunun üzerine ABD başkanları NATO üyelerini fırçaladı ve silah siparişleri aldı vs.
NATO, 2000’li yıllar ile silah sanayi temelli bir ekonomi örgütüne dönüşürken ve genişlerken ABD silah sanayini canlı tutmak için bir düşmana ihtiyaç duyuldu. Elbette SSCB’nin ağa babası olan Rusya hazır düşmandı. Kendini toparlamakla meşgul olan Rusya NATO’nun eski hinterlandında genişlemesine sessiz kaldı. Ne zaman NATO Kafkaslara el atıp Gürcistan için harekete geçince Rusya tavır koydu. Arkasından ABD’nin NATO üzerinden Ukrayna’ya yürüme politikası başlayınca Rusya yine karşı çıktı. Almanya’yı Rusya üzerine sürmek isteyen ABD’nin stratejisi de 2014 de Sn. Merkel’in dirayetine takıldı. Fakat bugün Kuzey ve Orta Avrupa ülkeleri Ukrayna-Rusya savaşına angaje olmuş durumdalar ve savaş 500. gününü geçti.
Rusya-Ukrayna savaşı esas itibarıyla Rusya’ya karşı başlatılmadı. Amaç Avrupa Birliğini zayıflatmaktı. Brexit ve yaşlanan Avrupa nüfusunun yerini alan göçmenlerin uzun vadede AB’yi zayıflatması bekleniyordu. Fakat ABD’nin ekonomisinin bekleyecek hali yoktu ve yeni genişleme alanı olarak (pazar) en güçlü rakibi AB’nin zayıflatılması gerekiyordu. Haziran Ayında Volkswagen ülkesi Almanya’da en çok satan 4. araba Tesla. Bu marka elektrikli olarak da birinci. Ocak Haziran arası en çok satılan elektrikli de bir Çinli. (elektrikli araç işindeki değişimde zorlanan Volkswagen’in TOGG’ u da tıpkı Seat, Skoda gibi bünyesine katması önümüzdeki günlerin sürprizi olabilir).
Vilnius zirvesinde uçaktan tanka, roketlerden kamyonlara kadar silah üretebilen İsveç’in de örgüte üyeliği karara bağlandı. Böylece NATO ağında İsveç’in silah teknolojisi standartlaşacak, ileri teknolojili silahları ABD şirketlerine bırakıp orta seviye silahları örgütün pazarları için üretecektir.
Vilnius zirvesinin en önemli detayı ise NATO’nun pasifik ortakları olan (ne demekse) Japonya, Kore, Avustralya, Yeni Zelanda’nın da zirvede yer almasıdır. Artık NATO bir ekonomi örgütüdür. Yeni genişleme alanı ise zengin potansiyeli olan Güney Asya ve Pasifiklerdir. Buradaki rakip ise; Çin. Gelecek çatışmanın yeri böylece belli olmuştur. Tayvan üzerinden bir Çin-ABD savaşı ya da ihtilaflı Kuril adaları üzerinden Çin-Japon savaşı, 2050’li yıllarda ABD şirketleri için gereken pazar (Çin pazarı) için çıkacaktır.
NATO ve Turizm
Turizmin en büyük engeli savaştır. NATO da barışı korumak için kurulmuş bir askeri, şimdi ise ekonomik örgüttür. NATO’nun başarısı turizm sektörü için hayati önemdedir. Özellikle Türkiye gibi NATO üyesi fakat savaşların ortasında kalan bir turizm ülkesi için.
Devletler hukukuna göre NATO’da bütün devletler eşittir. Litvanya ile ABD eşittir. Örneğin Türkiye onay vermeden İsveç NATO’ya giremez. Fakat örgütte ABD ne derse o olur. Biraz da İngiliz aklı devreye girer.
Bu durumda ABD dış politikası NATO ve turizm sektörü için belirleyicidir. ABD’de uluslararası turizm liginde ilk ondadır. Üstelik uluslararası turizmde turist başına gelir 1000 doların hemen altında seyrederken ABD 1500 doların üzerinde kazanır. Fakat ABD’nin turizm sektörünü savaşlardan korumak gibi bir derdi yoktur. ABD’nin bulaştığı savaşlar hep ABD toprakları dışında olmaktadır.
NATO üyesi olan ve Akdeniz turizminden ekmek yiyen turizm ülkeleri Türkiye, Yunanistan, İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz örgüt içinde güç birliğine gitmeli ve taraf olunan askeri çatışmaların uluslararası turizme ve ülke ekonomilerine ne zararlar vereceğini ABD dış politikasına anlatmalıdırlar. Ukrayna-Rusya savaşının turizme verdiği zarar hesaplanmalıdır. Suriye’de düşürülen Rus savaş uçağının Türk turizmine verdiği zarar 5 Milyar $ civarında olmuştur. Bu faturayı ödemeyi ya da paylaşmayı NATO hiç düşünmemiştir bile. ABD bu olay Türkiye ile Rusya arasındadır, NATO’yu ilgilendirmez demiştir.
Bugün uluslararası çatışmalarda kullanılan en önemli silah ekonomik etkisi olan silahlardır ve bir turizm ülkesiyseniz size karşı çekilen ilk silah da turizm boykotu olmaktadır. Gerçekten de bu silah yıkıcı etki yaratmaktadır.
Şimdi Güney Asya ve Pasifik’e yayılan NATO ilerde daha çok çatışma ile karşı karşıya gelebilecek demektir. Gelecekte yaşanacak çatışmalar uluslararası turizmi ne kadar etkileyecektir? Bu sorunun cevabını bulmak için dış politika yapıcıların projeksiyonlar yapması gereklidir.
Türkiye gibi ekonomisi uluslararası turizme bağlı ülkeler de çıkarlarını korumak için otuzdan fazla üyesi olan NATO örgütü içinde kendi ittifaklarını kurmalıdırlar. Böylece ABD dış politikasının öngöremediği zararları en aza indirebilirler.
kaynak: Turizm gazetesi