Erkan Yağcı anlattı: İşte 2023 turizm sezonuna etki eden 11 faktör

Mayıs ayında Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanlığı koltuğuna oturan Erkan Yağcı, ilk değerlendirmesini Turizm Güncel Haber Müdürü Savaş Daş’a yaptı. Sektörün içinde bulunduğu koşullara ilişkin detaylı bir fotoğraf çeken Yağcı, bundan sonrasına ilişkin beklenti ve uyarılarını da paylaştı.


Jeopolitik olaylardan depremlere, ekonomik krizlerden uluslarası gerilimlere ve seçimlere kadar bir çok gelişmeyle sınanan Türkiye turizm sektörü, büyük beklentilerle girdiği 2023’te beklentilerin gerisinde kaldı. TÜROFED Başkanı Dr Erkan Yağcı hem beklentilerin neden karşılanmadığı konsunda hem de Türkiye ve dünya turizm sektörüne ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

“2023’teki tablonun 11 temel nedeni var”

2022 yılında otelleri istediği fiyatta hızlı bir şekilde dolduran turizm sektörünün 2023 yılına çok iyi başladığını belirten Erkan Yağcı, 2022’de başlayan trendin 2023’te de devam ettiğinin görüldüğünü ifade etti. Ancak, başta deprem felaketi olmak üzere, bu gidişi olumsuz etkileyen bir dizi faktörün ortaya çıktığını kaydeden Yağcı bu faktörleri 11 maddede sıraladı:

1. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketi bu yılın tüm dengelerini bozan en büyük unsur oldu. Deprem bizlerin de hayatını etkileyen, büyük acıların yaşanmasına neden olan bir felaketti. Bilindiği üzere erken rezervasyonlar yılbaşında sonra yoğunlaşır ve mart ortasına kadar devam eder. Depremin o dönemde yaşanması, bizim öngörülerimize göre, bir kısım rezervasyonların başka destinasyonlara kaymasına neden oldu. Özellikle ön sezon dediğimiz nisan, mayıs ve haziran rezervasyonları ve bazı sezon rezervasyonlarının farklı destinasyonlara geçtiğini düşünüyoruz. İş turizmi ayağında ise bazı kongrelerin iptal edildiği rezervasyonların da çok düştüğü bir dönem yaşadık.

2. 2020 ve 2021 yılında tatile çıkamayan insanlar, sınırların açılması ve karantinanın kaldırılmasıyla 2022 yılında tatile hücum etti.  2022’de otellerin iyi fiyatla yüksek doluluğa ulaşmasında ‘Revenge holiday’ (intikam tatili) temel rol oynadı. Ancak 2023 yılında geldiğimizde ‘intikam tatili’ etkisinin bu sene azaldığını gördük.

3. 2023 yılında tüm destinasyonların açıldığı, her destinasyonun kendi misafirini aldığı ve tam rekabet ortamının yaşandığı bir sezon yaşıyoruz. Yani İspanya misafiri İspanya’ya, Yunanistan misafiri Yunanistan’a, İtalya misafiri İtalya’ya gitmeye başladı. 

4. Dördüncü neden tüm dünyadaki enflasyonist ortam, ekonomik sıkıntılar ve insanların satın alma gücündeki düşüş. Tabi bu durum sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyada yaşanan bir durum. Kaynak pazarlarımızın olduğu Avrupa’da enflasyonun yükselmesi, maliyetlerin artması ve kişilerin satın alma gücünün düşmesi hem biteylerin tatil satın almasını hem de tatillerin süresini olumsuz etkiledi.

5. 2023’e olumsuz etki eden bir diğer faktör Rusya-Ukrayna savaşı. Savaşın yarattığı jeopolitik sıkıntı ve ekonomik zorlukların özellikle Rusya’nın kendi ekonomisine etkisini de unutmamak gerekir. Sadece fiyat artışı değil, geçen seneye kıyasla dolar ve euro karşısında yüzde 60-70 değer kaybeden bir ruble var. Fiyatları aynı bıraksanız dahi rublenin değer kaybından dolayı tatil fiyatları zaten yüzde 60-70 artıyor. 

6. Türkiye’deki enflasyonist ortam bunun otel fiyatlarına yansımaları da bir diğer etken olarak hesaba katmak gerekiyor.

7. Dünyadaki resesyon ve alım gücünün düşmesi.

8.Uçak maliyetlerinin artması.

9. Haziran ayına denk gelen seçimlerin iş ve toplantı turizmine etkisi.

10.Uçak maliyetlerindeki artış ise paket tur maliyetlerinin artmasına neden olan önemli faktörlerden biri.

11. Otel dışı konaklamanın etkisi.

“2023 sezonundaki sıkıntıları tek bir faktöre bağlayamayız”

Yaşanan bu kadar sıkıntıya rağmen sürekli ve canlı bir talebin bulunmasını başarı olarak gördüğünü anlatan Erkan Yağcı, günübirlik evlerin konaklama sektörüne etkilerine dair sorumuza ise, “Günübirlik konaklamanın dünyada trend olduğuna dair bir çalışma yok açıkçası. Otel dışı konaklama yıllardır var ve geçmişten gelen bir uygulama. 2023 sezonunu etkileyen bir sürü etken var ve günübirlik konaklama bunlardan sadece biri. Bu model pazarın bir parçası. Dolayısıyla 2023 sezonunu bu konuya bağlamak doğru değil. Bu tartışmalarda katıldığım en önemli nokta bunun bir yasal alt yapısının olması, kayıt altına alınması ve eşit rekabet ortamının yaratılmasına ilişkin beklentiler. Zaten dünyada da örnekleri var. Bu örneklere bakılarak bir düzenleme yapılacaktır. Ama 2023 sezonunu tek bir faktöre bağlayamayız. Başta deprem, ekonomik durum, Rusya-Ukrayna savaşı olmak üzere, 11 tane etken var.” yanıtını verdi.   

“Sadece otel ve uçak değil, tüm dünyada tüm ürünlerin fiyatı arttı”

Tüm bunlara rağmen 6 ayın sonunda Türkiye’nin turizmde büyümeye geçtiğini kaydeden Yağcı “2019’a yaklaşan hatta aşan bir turizm potansiyeli görüyoruz ama kolay bir yıl değil. Bu zorluk sektör ışı etkenlerden kaynaklanıyor. Sektör dışı jeopolitik ve ekonomik gelişmelerin turizm talebini etkilediği bir süreç yaşıyoruz. Dolayısıyla talepteki durumu sadece fiyat artışına da bağlayamayız. Çünkü otel fiyatları tüm dünyada arttı ve bu artış talepten değil enflasyonist ortamdan kaynaklanmıyor. Sadece otel ve uçak fiyatları değil, tüm ürünlerin fiyatı tüm dünyada artmış durumda. Bu nedenle şu anda Türkiye’de yaşanan durum aslında tüm dünyada yaşanıyor.” ifadelerini kullandı.

“Ortalama fiyatta ilk defa İspanya’yı yakaladık”

Erkan Yağcı, “Türk otelcilerin 2022 sezonunun özgüveniyle 2023’te ölçüsüz fiyat artışına gittiği ve talebin bu nedenle düştüğü” şeklindeki değerlendirme ile ilgili ise şunu söylüyor:

Otelcilerin bireysel fiyat stratejisi ile ilgili bir değerlendirme yapmam çok zor ama şunu söyleyebilirim: Biz bu sene fiyat-hizmet dengesinde çok iyiydik. Bu sene Türkiye belki de ilk defa ortalama fiyat seviyesinde İspanya’ya yaklaşmış durumda. Bu da kötü bir şey değil. Zaten yıllarca otelcilere ‘ürününüzü ucuza pazarlıyorsunuz’ deniyordu. Otelciler Türkiye’de şu anda bunun mücadelesini veriyor. Biz ürünümüzün karşılığını almaya çalışıyoruz ama 3 yıldızlı otel 3 yıldız fiyatına, 5 yıldızlı otel 5 yıldız fiyatına satılmalı. Ürünün hakkı ve ederi neyse o fiyata satılması lazım. Biz yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Bizim itirazımız 5 yıldızlı otelin 3 yıldız fiyatına satılmasına.”

“Türkiye’de turizm yapmak kolay değil”

Erkan Yağcı’ya, 2023 yılında talebin düşük kalması nedeniyle sezon ortasında fiyat indirimine giden otelcilerin 2024 yılı için ayranı üfleyerek içme, yani ederinin altında fiyat verme riski olup olmadığını da soruyoruz. Yağcı soruya şu yanıtı verdi:

Jeopolitik konumu, coğrafi konumu ve dünyadaki ekonomik durum nedeniyle Türkiye’de turizm yapmak kolay değil. İspanya’da turizm yapmak Türkiye’de yapmaktan daha kolay. Bulunduğumuz coğrafyanın bir sürü doğal, tarihi avantajının yanında jeopolitik konumu nedeniyle bir sürü dezavantajı da var ve bu sene örneklerini de yaşıyoruz. Dolayısıyla 2024’e bakarken herkesin maliyetleri, dünyadaki enflasyonist ortamı ve talep yapısını görmesi ve gerçekçi olması lazım. Bunun analizini herkes yapacak. Yani sunduğunuz ürünle hitap ettiğiniz kesim arasındaki tutarlılığa bakaran buna uygun fiyat politikası belirleyecek. Eğer 5 yıldız segmentine hitap ediyorsa ona, 3 yıldız segmentine hitap ediyorsa ona uygun fiyat belirlemesi lazım. Yani ürün yapılanmanız ile pazar hedeflemenizin tamamen tutarlı olması gerekiyor.”

“Misafir profilimize uygun ürün ve fiyat politikası oluşturmalıyız”

Yağcı, 2024 yılında Akdeniz çanağında bir fiyat rekabetinin yaşanıp yaşanmayacağı ve yaşanması durumunda Türk turizmcilerin tutumunun ne olması gerektiği konusunda ise şu noktaların altını çizdi:

“Eğer ürününüz nitelikli bir hale gelmemişse, fiyat rekabeti konusunda kırılgan olursunuz. Biz zaten yıllardır fiyata dayalı rekabetten şikayet ediyoruz. Şimdi artık o bilinç herkeste oluştu. Fiyata dayalı rekabetin üründe gerileme yarattığı görülebiliyor. Dolayısıyla bizim karar vermemiz gereken şey misafir profilimize uygun ürün ve fiyat politikası oluşturmak. Rekabet elbette olacaktır. Çünkü rekabet ürünün gelişmesini sağlıyor ama siz sadece- misafir getireceğim diye hırsa girip tamamen fiyatı düşürme üzerine  bir politikaya giderseniz, dünyadaki enflasyonist ortamda Türkiye’deki maliyet artışlarıyla çok iyi fiyat verememe noktasına da gelebilirsiniz. Dolayısıyla burada çok dikkatli olmak lazım.

“Yüzde 90 dolsun ama gerçekçi fiyatlarla dolsun”

Çok akıllı stratejilerle hareket etmemiz gerekiyor. Biz pandemide şunu öğrendik; otelinizin yüksek sezonda yüzde 100 dolmasına gerek yok. Yüzde 90 ama gerçekçi fiyatlarla dolsun ve misafir de memnun olsun. Biz her zaman iyi hizmet, misafir memnuniyeti yüksek ve sürdürülebilir bir turizm anlayışıyla hareket etmeliyiz.” 

“Sezon kasım ayına sarkar”

2023 yılında Türkiye’nin başta Antalya, İstanbul ve Muğla olmak üzere, tüm destinasyonlarda ziyaretçi artışı kaydettiğini ve bu yıl için belirlenen hedeflere ulaşacağını ifade eden TÜROFED Başkanı, “Geç başlayan sezonun kasım ayına sarkacağını anlattı. Kolay bir yıl değil ama işin sonunda başarılı olacağımıza inanıyorum. Son 3-4 yıldır şubat aylarında turizm sektörünü derinden etkileyen gelişmeler meydana geliyor. 2020’de pandemi, 2022’de Rusya-Ukrayna savaşı, bu yıl da deprem… Özellikle deprem olmasaydı bugün çok farklı şeyleri konuşuyor olabilirdik. O nedenle bundan 3 yıl önce olsa 2024 için çok daha rahat konuşurdum ama şimdi şunu söyleyebilirim: Dünyadaki Türkiye’deki ekonomik durum daha kötüye gitmediği, beklenmedik sosyo-ekonomik gelişmeler olmadığı taktirde 2024’ün bu yıldan daha iyi olacağını söyleyebilirim. Ama rakam vermek çok zor 2024 için.” şeklinde konuştu. 

“Bundan sonra krizsiz bir turizm sektörü olmayacak”

Antalya’nın bu yıl Rusya pazarında 2019’un yüzde 50’sine ulaşacağını söyleyen Erkan Yağcı, İngiltere ve Avrupa pazarlarının güçlenmesinin önemine dikkat çekti. Çin’den de seyahatlerin başlayacağını hatırlatan Yağcı, Rusya ve Ukrayna haricindeki pazarlarda ziyaretçi gelişinin artarak devam edeceğini kaydetti. Bundan sonra krizsiz bir turizm sektörünün olmayacağını, risklerin ve krizlerin yönetildiği bir sektöre dönüştüğünü belirten Yağcı “Son 6-7 yılda 4-5 tane kriz yaşadı turizm sektörü. Bu nedenle bu sektöre yeni yüklerin gelmemesi lazım. Yeni vergi yükünün eklenmemesi çok önemli. Zor bir sezonu başarıyla götürmeye uğraşan turizm sektörü canla-başla çalışıyor.” dedi. 

“Otellerin kış aylarında finansmana ihtiyacı var”

Özellikle kış aylarında otellere finansman sağlanması konusunda yoğun mesaj aldığını açıklayan TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı, turizmcilerin finansman kaynaklarına ulaşımının son derece önemli olduğunu bildirdi.

“Personel sorunumuz devam ediyor”

Turizm sektörünün personel sorununun da devam ettiğini hatırlatan Yağcı, “Turizmde personel hem de mevsimsellik sorunu devam ediyor. Pandemiden önce var olan bu sorun pandemi ile gün yüzüne çıktı. Pandeminin yarattığı iş gücü kaybını yavaş yavaş telafi ediyoruz ama gerçekten bu durum önümüzde çok önemli bir sorun olarak duruyor.” diye konuştu.

Turizm sektörünün kafa yorması gereken 4 önemli nokta

Turizm sektöründe önümüzdeki dönemde yaşanacak değişimlere ilişkin de konuşan Yağcı “Yapay zekanın önümüzdeki yıllarda turizm sektöründe yoğun şekilde kullanıldığını göreceğiz. Özellikle satış alanında yapay zekanın ağırlığının artacağını görüyoruz. Sektörün buna hazırlanması lazım. Özellikle bu seneki orman yangınlarının da gösterdiği üzere iklim değişikliği çok önemli bir konu haline geliyor. Havaların sıcak gitmesi ve bunun talebi nasıl etkileyeceği noktasında ciddi çalışmalarda bulunmamız gerekiyor. İklim değişikliğinin sektöre etkileri konusuna kafa yormamız gerekiyor. Rusya-Ukrayna savaşının sektöre etkileri ve nereye evrilebileceği de üzerinde düşünmemiz gereken bir diğer konu. Bir diğer konu özelde bizim kaynak parlarımızdaki genelde ise dünyadaki resesyon. Resesyonun kaynak pazarlarımızdaki turist profiline nasıl etki edeceği ve bizim bu konuda neler yapabileceğimizi de düşünmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.

Fiyat düşürerek turist çekme döneminin kapandığını kaydeden Erkan Yağcı “Ben hep 20-30 euroya otel satma dönemi bitti diyordum ve bu sene maliyetlerden dolayı bunun gerçekleştiğini gördük.” dedi.

KAYNAK: TURİZM GÜNLÜĞÜ