Dijital Ekonomi
Yeşil Ekonomi, Dönüşüm Ekonomisi ve Dijital Ekonomi. Bir yandan Quantum Brain ile ilgili çalışmalar sürerken bir kaç gün önce de IBM tarafından 2 nanometre büyüklüğünde çiplerin tanıtımı yapıldı.
Çiplerin cihaz kullanımlarında %75 daha az enerji tüketeceği ve karbon ayak izinin azaltılmasına da katkı sağlayacağı açıklandı. Başka teknoloji firmaları da benzer sistemler geliştirecektir. Belki yakın gelecekte bu sistemlerin de önüne geçecek yeni ekonomi sistemleri ile tanışacağız. Nanometre, 1 metrenin milyarda biridir. Gözle görülemeyen maddeleri ölçmek için kullanılır. Alcorta tarafından 1992 de yayınlanan evrelerin en son yılı 2020. Evreler arasındaki sürelere baktığımızda ve Dostal’ın 1988 de yapmış olduğu araştırmasında 2020 yılına kadar olan süreci göz önüne aldığı ve son evrenin 30 yıl sürdüğü düşünülürse bir sonraki dalganın 30 yılın altında olacağı görülmekte.
Ortalama 20 yıl olduğunu düşünürsek 2040 da yeni bir ekonomi sistemi ile karşılaşma olasılığımız yüksek. Kim bilir belki de daha yakın? Neler yapılabilir? Daha önce yayınladığım yazılarımdan alıntılar yaparak bu soruya kendi görüşlerimi aktaracağım: Öncelikle eğitim sisteminde zeka türlerine göre eğitim verilmelidir. Bunun için ALES benzeri bir sınav ile üniversiteye giriş sağlanabilir. Sayısal zeka, sözel zeka, eşit ağırlık, duygusal zeka şimdi DQ lar yani dijital zeka. Ölçütleri ne? Sayısal zeka: ölçme; Sözel zeka: geliştirme; Analitik zeka: çözümleme; Duygusal zeka: etkileme. Bu sistem ile gençler kendi zeka, yetenek ve enerjisi doğrultusunda gerçek mesleklerini bulabilirler, daha başarılı ve üretken olabilirler. Sonrasında iş hayatında deneyimin içine girince, eğitim ile deneyim çarpışıyor ve mesleğini benimseyemeyip kendi mesleğini yapmayıp başka işlerde çalışmayı tercih ediyorlar. Tüm emekler, çabalar boşa gidiyor. Onların kontenjanı da başka meslekler dolduruyor.
Bunun sonuçlarından biri de endüstride karşılanamayan “kalifiye eleman” açığı. Yetenek gerektiren bölümler için yalnızca yetenek sınavı yapılabilir. Bazı bölümler için ise lise not ortalaması baz alınabilir veya lise ile birleşik olarak lise devamında ara vermeden “2 yıl akademi” olarak öğrencilerin kendi mesleğinde devamı sağlanabilir. Bu en çok meslek liseleri için avantajlı olur. Mesleğinde uzmanlaşmayı tercih edenler ise üniversite ve lisans üstü eğitimine devam edebilir. Ayrıca öğrencilerin kendi yaşadıkları kentte bulunan üniversitede eğitim almalarının sağlanması maddi ve manevi olarak üniversitedeki başarılarına katkı sağlar.
20 yılımız olduğu düşünülürse şu an yaşları 5 ile 20 arası olanlar 20 yıl sonra iş hayatını ve ekonomiyi aktif olarak yönlendiren bireyler olacaklar. Her zaman vurguladığım konu Ar-Ge ye önem verilmeli ve sektör ayrımı yapmaksızın her sektörde Ar-Ge personeli yetiştirilmeli. Önümüzdeki yıllarda Ar-Ge de Araştırma olan bölümün sonuna da gelebiliriz. Ölçme-Geliştirme başlayabilir veya benzeri bir sistem.
Ar-Ge’nin Geliştirme bölümü de zamanla artık değerini yitirebilir ve daha üst düşünme başlayabilir. Üst düşünme olarak tabir edebildim şimdilik. Yada bizim yerimize yapay zeka düşünecek. Quantum Brain çalışmaları da başladı. Sosyal robotlar için seri üretime geçildi. Olma ihtimali yüksek. Tüm bu sistemlerin içinde yer alabilmek için zeka türlerine göre eğitim verilmesi en mantıklısı benim görüşüm. Haziran, 2020 de bahsettiğim gibi en önemli konulardan olan gıda için Gıda Teknokentleri kurulmalı. Ekoloji ve Turizm birlikte hareket etmeli.
Girişimci Turizmciler yetiştirilmeli. 24 martta yayınlanan makalemde dijitalleşme ile birlikte duygu, hissetme ve motivasyon kaynaklarının da değişebileceğini, gelecek nesil veya bir sonraki nesilin duygularını ve motivasyonlarını nasıl yaşayacağının ise belirsiz olduğundan bahsetmiştim. Bu konuda da kapsamlı araştırma yapılmalı. Dinlenme, eğlenme ve tatil kavramı turizm ile entegre. Ama gelecek yıllarda dinlenme ve eğlenme ihtiyacı için motivasyon kaynağı olan tatil ne şekilde olacak? Hangi turizm türleri tercih edilebilir olacak?
Aktan (2004), 1950’li yıllardan başlayan ve 1990’lı yıllarda olgunluk dönemine erişen ‘elektronik çağı’ nın yerini, yeni medya, dijital ağlar ve yeni temel teknolojilerin ürün ve üretim süreçlerinde esaslı bir role sahip olduğu ‘yeni ekonomi’ aşamasına bıraktığını ve ekonomik yaşamda devrim yaratan evreler arasındaki sürenin gittikçe kısalmakta olduğunu ve zamanımızda değişim ve ilerlemenin hızının artmakta olduğunu ifade etmektedir.
İlerleme ve değişimin evreleri: 68 yıl süren 1. Dalga: su gücü, tekstil, demir; 65 yıl süren 2. Dalga: buhar, demir yolu, çelik; 50 yıl 3. Dalga: içten yanmalı motor, elektrik, kimyasallar; 40 yıl süren 4. Dalga havacılık, sanayi, petrokimyasallar, elektronik; 30 yıl süren (2020 günümüze kadar süren) 5. Dalga: Yazılım, yeni medya, dijital ağlar, Mikro & Nano Teknolojilerdir (Aktan, 2004).
Ludovico Alcorta tarafından 1995 yılında yayınlanan “New Technologies, Scale and Scope, and Location of Production in Developing Countries” başlıklı makalesinde, Dostal tarafından 1988 yılında yayınlanan “New Technology and Development in Employment. scenario-oriented forecast of long-term Development in employment, with particular attention to expert systems, technologies of light and biotechnology” başlıklı bildirisine yer vermiştir. Dostal 1988 de yaptığı araştırmasında Almanya’nın Ar-Ge personeli oranını artırmasını ve 1988 ile 2000 arasındaki yıllara da atıfta bulunarak gelişmiş ülkelerdeki inovasyon ile ilgili mesleklerin en az iyimser senaryo bile ile iki katına çıkması gerektiğini ifade etmektedir. Dijital dönüşümün neler getireceği ve nasıl olacağı, kapsamlı düşündüren ve mega çalışmalar gerektiren konular.
Dijital Ekonominin tanımı ve kapsamı nedir? Dijital Ekonomi Kavramı “Dijital Ekonomi” kavramı Tapscott tarafından, 1996’da yayımlanmış olan “The Digital Economy: Promise and Peril in the Age of Networked Intelligence” isimli kitabı ile literatüre kazandırılmıştır.
Tapscotth “Dijital Ekonomi” kavramının ayırt edici özelliklerini; Bilgi (Knowledge), Dijitalleşme (Digitalization), Sanallaştırma (Virtualization), Küçük parçalara ayırma (Molecularization), Ağlar arası iletişim (Integration/Internetworking), Aracı’nın olmaması (Disintermediation), Yakınsama (Convergence), Yenilikçilik (Innovation), Tüketerek üretme (Prosumption), Anlık/Hız (Immediacy) Küreselleşme (Globalization), Uyumsuzluk (Discordance) olarak açıklamaktadır. OECD tarafından Dijital Ekonomi; “Teknolojiyi daha ucuz ve daha güçlü yapan, iş süreçlerinin geliştirilmesini standartlaştıran, aynı zamanda ekonomideki bütün sektörlerde yeniliği destekleyen bilgi ve iletişim teknolojisi tarafından getirilen değişim süreçlerinin bir sonucudur” şeklinde tanımlanmaktadır. 2016 yılında dijital ekonominin dünya çapında yaklaşık 2.9 trilyon dolar değerinin olduğu 2025 yılına kadar ise dijital ekonominin yıllık hacminin 11.1 trilyon dolara ulaşması tahmin edilmektedir (Akkaya ve Gerçek, 2019).
Long ve Spence, günümüzün küreselleşen dünyasında, teknolojik olarak geride kalmanın büyük maliyetler taşıdığını, bu nedenle dijital devrimin bireysel ve sosyal refah üzerindeki etkileri için en kısa sürede kapsamlı bir mentaliteye ihtiyaç bulunduğunu ifade etmektedir. Dijital teknolojiler, Mobil internetten yapay zekaya, blok zincirinden büyük veriye insan refahında önemli gelişmeler sağlama potansiyeline sahiptir (Long ve Spence, 2019).
Brynjolfsson ve Collis dijital ekonominin değerini anlatmak için bir kaç soru soruyor: Size bir teklifte bulunduğumuzu varsayalım. Bir aylığına Google aramaya erişiminizi bırakırsınız ve biz size 10 ABD doları öderiz. Hayır? 100 dolara ne dersin? 1000 dolar? Wikipedia’ya erişimden vazgeçmeniz için size ne kadar ödememiz gerekir? Cevabınız, dijital ekonominin değerini anlamamıza yardımcı olabilir.
2018’de Amerikalılar, yalnızca Google ve Wikipedia değil, sosyal ağlar, çevrimiçi kurslar, haritalar, mesajlaşma, video konferans, müzik, akıllı telefon uygulamaları ve daha fazlasını dijital medyada günde ortalama 6,3 saat geçirdi (Brynjolfsson ve Collis, 2019).
Dünya Ekonomik Forumu şirketlerin dijital devrimden sağ çıkması için yapması gerekenleri 10 maddede topladı: Üst düzey yöneticiler dijital platform iş modelinin nasıl çalıştığını çok iyi anlamalı. Eğer beklendiği gibi, bu iş modelini kullanacak olan firmalar 2030’a kadar dünya ekonomisinin yüzde 30’unu oluşturacaksa, herkesin bu iş modelinin nasıl işlediğini bugünden anlaması gerekiyor. Şirketlerin kendisine ve dijital stratejilerine entegre edebileceği cesur bir platform stratejisine ihtiyacı var. Şirketlerin paydaşlarıyla her zaman iletişim halinde olması ve onlara danışması gerekiyor. Şirketler, kaynaklarının ve sermayelerinin en az yüzde 10’unu dijital platform sistemini entegre etmeye ayırmalı. Şirketlerin eski ve yeni iş modellerini bir araya getirmesi gerekiyor.
Örneğin; Her türlü küresel ve yerel yemek malzemeleri satan Whole Foods’u satın alan Amazon, kendisine yepyeni bir faaliyet alanı yaratmış olup, Amazon Web Services (AWS) ile de benzer bir başarıya imza attı. Kurumların kollektif amacı Endüstri 4.0’a göre yeniden düzenlenmeli. Platform iş modeli, kurumların geleneksel yatırımlar yapmadan müşterilerine hizmet sunmasını sağlıyor. Örneğin; Airbnb’ye ait bir mülk veya Skype’a ait bir telefon hattı yok. yemeksepeti.com’a ait bir restoran ya da Uber’e ait bir araç yok. Bu markalar, örnekleri bir araya getiriyor ve kullanıcılarına, tek bir çatı altında aradıkları her şeyi sunuyor. Bununla birlikte yeni iş modelinin başarısını ölçmek için yeni ölçütler oluşturulmalı. Şirketlerde geleneksel altyapıyı optimize etmeye ve geleceği icat etmeye odaklanan, eşit güç dağılımına sahip birimlerin bulunması gerekiyor.
Kültürel engeller, kemikleşmiş organizasyonel yapılar ve yukarıda da bahsedilen mevcut ölçütler geleneksel bir iş modelinin dönüşmesini zorlaştırıyor. Kurumların, ana iş alanına olan yaklaşımlarını optimize ederken geleceğini şekillendirecek yeni iş modellerini, yeni ölçütleri ve yeni insanları deneyecek birimlere sahip olması gerekiyor. Kurumların, stratejik olarak faaliyet gösterdikleri iş alanlarındaki girişimleri desteklemesi gerekiyor. Bulundukları sektörde büyük etki yaratmak isteyen firmaların alanlarında başarılı olmuş girişimlerle ortaklık kurması ve bu sayede yeni pazar fırsatlarını hızlıca değerlendirmesi gerekiyor (Arıksoy, 2019).
Dünyanın Dijital İkizi
Avrupa Birliği, 2050’ye kadar iklimi nötr hale getirmek için iki program başlattı: “Yeşil Anlaşma” ve “Dijital Strateji”. Bununla birlikte on yıllık ‘Destination Earth” girişimi, iklim gelişiminin haritasını çıkarmak için Dünya’nın dijital bir “ikizini” yaratmayı içeriyor. Bu dijital model, belirli senaryoların dünyayı nasıl etkileyeceğini tahmin etmek ve iklim değişikliğine karşı etkili çözümler üretmek için de kullanılacak.
Bu dönemde, iklim gelişimini ve sıra dışı olayları uzay ve zamanda olabildiğince doğru bir şekilde haritalamak için dünya’nın son derece hassas bir dijital modeli oluşturulacak. Evrimi izlemek ve gelecekteki olası yörüngeleri tahmin etmek ve daha doğru hale getirmek için gözlemsel veriler sürekli olarak dijital ikize dahil edilecek. Geleneksel olarak hava ve iklim simülasyonları için kullanılan gözlem verilerine ek olarak, araştırmacılar ayrıca insan faaliyetlerine ilişkin yeni verileri de modele entegre etmek istiyor. “Earth System Model” olarak tanımlanan yeni sistem insanların su, gıda ve enerji yönetimi üzerindeki etkisi ve fiziksel dünya sistemindeki süreçler dahil olmak üzere, dünya yüzeyindeki neredeyse tüm süreçleri olabildiğince gerçekçi bir şekilde temsil edecek. Dijital ikiz aynı zamanda tatlı su ve gıda kaynaklarının veya rüzgar çiftlikleri ve güneş santrallerinin stratejik planlamasında da kullanılacak (Ulmer ve ETH Zürih, 2021).
“Ölçemezseniz anlayamazsınız. Anlayamazsanız kontrol edemezsiniz. Kontrol edemezseniz daha iyiye götüremezsiniz.”
James Harrington
Kaynaklar:
Akkaya H. ve Gerçek A. (2019). OECD ve Seçilmiş Bazı Ülkelerde Dijital Ekonominin Vergilendirilmesi: Türkiye İçin Çıkarımlar.
Aktan C. C. (2004). Yeni Ekonomi.
Alcorta L. (1992). New Technologies, Scale and Scope, and Location of Production in Developing Countries.
Arıksoy G. (2019). Endüstri 4.0: İş modeliniz hazır mı?
Brynjolfsson E. ve Avinash Collis A. (2019). How should we measure the Digital Economy?, www.hbr.org
Long C. ve Spence M. (2019). Mapping the Digital Economy in 2020, https://www.project-syndicate.org
Ulmer S. ve ETH Zürih (2021). Scientists are building a digital twin of the Earth to fight climate change, https://www.weforum.org
Nilüfer Yücedağ
Resim: © AA