Bugünlerde sosyal medyada “yapay zeka” ile kişiselleştirilmiş sohbetler ve profil fotoğraflarını çokça görmeye başladık.
Bu elbette bir tesadüf değil, tam tersine 2020 yılında başlayan Web 4.0 çağının ilk adımları.
Kısaca özetleyecek olursak;
Web 1.0: 1990 – 2000 yılları arasında yaşadığımız sadece tek taraflı bir iletişim sağlayan “okunan internet” çağı
Web 2.0: 2000 – 2010 yılları arasında kullanıcıların da içerik yaratabildiği “sosyal internet” çağı
Web 3.0: 2010 – 2020 yılları arasında webde kontrolün insan elinden bilgisayarlara kaydığı “makine öğrenme” çağı
Web 4.0: 2020 – 2030 yılları arasında yaşanması beklenen kişiselleşmiş yapay zekanın ön planda olduğu “akıllı internet” çağı
—–
Peki bu işin sonu nereye gider dersiniz?
İnsan doğası gereği; kendisine özel hizmeti, içeriği, ürünü ve hatta belki de en önemlisi fiyatı sever.
Adına ister “terzi usulü” densin, ister “kişiselleşmiş içerik” bundan sonraki dönemde, fiziksel ve sanal dünyamızın çok önemli bir parçası olacağı da kesin.
Bana göre burada en kritik konu; insan & yapay zeka birlikteliğini bireysel ve toplumsal faydaya odaklanarak kurgulayabilmekte.
Endüstri 4.0 dönemi olarak da adlandırılan çağımızda, Japonya tarafından bir büyüme ve kalkınma stratejisi olarak tanımlanan Toplum 5.0 da tam olarak bu konudan bahsediyor.
“Süper Akıllı Toplum” olarak da adlandırılan Toplum 5.0 yapısına göre; orta ve uzun vadeli büyümenin arkasındaki ana etmen; Endüstri 4.0’ın beraberinde getirdiği; “nesnelerin interneti”, “yapay zeka”, “robotik” ve “büyük veri” gibi yeni teknolojilerin endüstriye ve sosyal yaşama entegre edilebilmekte.
Japonya bu hedef doğrultusunda beş stratejik alan belirlemiş durumda:
📌 Sağlıklı yaşam süresinin uzatılması
📌 Hareketlilik (mobility) devriminin gerçekleştirilmesi
📌 Yeni nesil tedarik zinciri yapılarının oluşturulması
📌 Altyapı teknolojilerinin geliştirilmesi
📌 Finansal teknolojilerin geliştirilmesi
—–
Görüldüğü gibi hedefler büyük ancak bu yol oldukça uzun ve aşılması gereken teknolojik ve yasal engeller ile de dolu.
Özellikle kişisel verilerin kullanımı, altyapı ve senkronizasyon yetersizlikleri gibi konuların çözülmesi ve tüm bu yapının küresel yasal düzenlemeler ile desteklenmesi gerekli.
Ancak yine de enseyi karartmamak lazım…
Gün gelir belki de karikatürdeki gibi bir kitap alışverişi gerçekten de mümkün olur.
Ne dersiniz? 😇
—–